ADİGE XABZE – АДЫГЭ ХАБЗЭ

Bu günkü yaşantımızda; insani değeler, merhamet ve onur bakımından eksikliklerimiz azımsanmayacak derecededir. Bu eksikliklerimiz nispeten belki azalacaktı; eğer bizler insanlar Adigeler olarak Adige xabzeyi gösteriş için değil de layığı ile biliyor ve onları yaşıyor olsaydık. Böyle bir beklentide olmak, doğrusu abartı değildir. Bu gün itibariyle; gençleri bırakın, büyükler dahi Adige xabzeyi bilmiyorlar, tamamen unuttular. Adigeler olarak bu gün itibarı ile xabzemizle eğleniyoruz. Yoksa onun bir anlamı, öğretisi olduğu noktasından bakmıyoruz. Konuyu somutlaştıracak olursak; xabzenin öğretilerini ya içki masalarında veya birbirimizle tartışma için kendimizi kabul ettirme aracı olarak kullanıyoruz. Biraz alkol aldıktan sonra güzel xabzemiz olduğu noktasından başlayarak söylemlerimizin doğruluğunu diğerlerimizin de üzerine çıkararak tartışmayı ilerletiyoruz. O zaman da xabzeyi xabze yapan Adigelik, insani değerler kenara itilmiş olarak neredeyse işi birbirimize el kaldıracak derecelere getiriyoruz.

Şüphesiz bu yazıdaki düşüncelere katılmayanlar, kızanlar olacaktır. Biz nasıl da xabzemizi bilmiyoruz, diye. Keşke bu yazı birilerini kızdırsa da içkiyle düşkünlükleri olanları o alışkanlıklarını terk etmelerine, diğerlerinin de daha ciddi olarak xabzenin öğretilerini yeniden anlamaya
çalışmalarına vesile olsa. İşe o zaman o xabze yoluyla onları yaşayarak Adigelik insani değerler olarak söylemlendirdiğimizi;

– Temiz bir kalp ve düşünce sistemi ile,
– Her söylediği doğru olarak,
– Haramdan kendilerini sakınarak,
– Kendileriyle ilgili olmayan her işe karışmayarak
– Yalan söylemeyerek,
– Kendilerini olduğundan farklı göstermeyerek,
– Her ne sebeple olursa olsun saygı ve değerlerini alçaltmayarak,
– Başkaların yerine kendini koyabilerek (empati)
– Zayıfları ezmeyerek,
– Haksızlığa uğrayanları arkalayabilerek,
– Hırsızlıktan uzak durarak,
– Hasetlik yapmayarak,
– Açgözlülük etmeyerek,
– Kendi alın teri ile yaşayarak,
– Kendini izleyen nesline de kendini anlatabilerek,
– Kadınlarını yücelterek,
– Yaşlılarına değer verip, saygı duyarak
– Gösterişten uzak olarak yaşamaya başlarlardı.

Bu geldiğimiz noktadan, bu günkü dünya şartlarında şimdi insanların haydi deyince değişip düzeleceği, xabze ile yaşamaya başlayacakları ile ilgili bir beklentiye girmek, ummak gerçekçi olmaz. Bu günkü emperyalizmin, liberalizmin acımasızlığının taraftarı durumuna düşen gençlerimizin sayısı çoğalıyor yoksa azalmıyor. Ayrıca biz onun ayıplarından ve uygunsuzluklarından kendimizi korumamız, komşuluğundan uzaklaşmamız mümkün değil. Dikkatli olmaz isek o bizleri de kendi içerisine çekerek yok edecek, varlığımızı silecektir, kendine benzer yapacaktır. Bütün bunlardan bizleri koruyup kollayabilecek tek çıkış noktamızın Adige xabzesi olduğuna inanınız. Onu birlikte düşünelim. Böyle güzel xabzesi olan millet bu koca dünya üzerinde çok azdır.

Bunun anlamı; biz Adigeler olarak hayatın getirdiği kolaylıkların, ‘’güzelliklerin içerisinden kendimizi soyutlayalım ve kağnılara binip hayatın eski zorluklarına dönelim’’i kabul etmek değildir. Önemli olan iyi ile kötüyü ayırt ederek hayatını güzelliklerle doldururken atalarımızın bize bıraktığı güzel xabzemize de sırtımızı dönmeyerek o güzellikleri zamana uygun olarak geliştirerek yaşamaktır. Adige xabzesi, hayatın hiçbir safhasında insanın sıkıntısız geçimini sağlamasını önünde engel olarak durmamıştır. Örnekleme olarak geçim sıkıntıları içerisinde olup içerisinden alıp verebileceğin bir varlığın, paylaşabileceklerin yok ise, gündüz kazandığını o gece masada bitiriyor, o da yetmezmiş gibi borç batağı içerisine batmış olarak yaşıyor isen, ömür boyu xabze ile yaşamak senin için mümkün olmayacaktır. Onun için Adigeler demişlerdir ki; ” Varlığı olanın evinde herkes ağırlanır da varlığı olmayan annesini dahi ağırlayamaz.”

Varlık güzeldir. Kötü olan varlığın şımarttığı, kendinden başkasını görmez hale gelmiş olmaktır. Adigeler hiçbir zaman mala hırsla sarıldıkları olmamıştır. Bu durum Adigeliğin özüne aykırı idi. Varlığın sarhoşluğuna düşmüş insanların insani alarak Adigelik olarak yapacakları bir şey kalmamıştır. Onun için Adigeler demişlerdir ki; ”İçkinin sarhoşluğu bir zaman geçer fakat varlığın sarhoşluğu geçmez.”

Dünyada hiç bir millet yoktur ki kendi töreleri ona kötü gelsin. Alıştıkların, büyütüldüğün biçim senin hoşuna gider, onun küsuratlarını pek görmez. Bir milletin töreleri için iyi veya kötü diyebilmek için o törenin töre olarak yerleşmesinin nedenlerini, başlangıç nedenini bilmemiz gerekir. Ayrıca o töre ile kıyas yapabileceğimiz diğer milletin de töresini aynı ölçüde bilmek gerekir. Bu alanda insanlar çok fazla araştırma yürütmüyorlar. Büyük milletlerin geniş dağılım alanı olan emperyallerin hedefleri o küçük kültürleri kendi içerisinde eritip yok etmek ile ilgilidir, milletlerin kendi içlerinden o özenti içerisinde olanları, yardımcı ve yardakçıları da az değildir.

Xabzenin iyiliklerini ve güzelliklerini ortaya koyabilenler talancılar ve merhametten yoksun olanlar değildir, başka milletlerden de olsa önyargısız ve hilesiz desisesiz olarak o xabzeye gerçekçi bir nazarla yaklaşanlardır. Bu iki tür yazarçizerlerin yazıları birbirinden çok farklı olmak durumundadır.

Yeryüzündeki bütün insanlar illa ki bir milletin mensubudurlar. Onların hepsi yemek yer, uyur, düşünür. Bu açıdan bir farklılıkları yoktur. Onları birbirlerinden farklı kılan onların giyim kuşam ve dış görünüşleri dışında xabzeleridir.

Bir açıdan;

– Yaşama biçimleri,
– Çalışma biçimleri,
– Yemek yeme biçimleri,
– Uyuma biçimleri,
– Giyinme biçimleri,
– Diğer açıdan;
– Düşünme biçimleri,
– Dünyaya bakış açıları,
– Çocuklarını eğitme biçimleri,
– Onur,
– Ar,
– Namus,
– İnsani değerlere bakış biçimleri.

Tüm bunları Adigelik, insani değerler, dediklerimizi Adige xabzesi içerisinde taşırdı. Bu nedenle xabzeyi şaka konusu yapmak uygun düşmez. Geçmişte her ne kadar şakavari olarak ”başlattığın şey xabzedir” şeklindeki bir söylem zamanımızda da dillere dolanıyor ise de, o zamanın şartlarına uygun düşmüş, onların kendi düşünceleridir ve onlara aittir. Yazı dilinin olmadığı o zamanda nasıl o uygun görülmüş ise de o zamanlarda insanlar xabzelerini daha iyi öğreniyor ve yaşıyorlardı, xabzeye aykırı davrananları eğitiyor aklını düşünmeye yönlendiriyorlar, mantıklı olmaya çağırıyorlardı. Bu nedenle Adigeler birbirleri ile kaynaşarak ilişkilerini geliştirerek, davranış eğitimleri edinimlerini geliştiriyorlardı. Her akraba içerisinden ona sorun, öğrenin denilebilerek yönlendirilebilinecek xabze bilimcileri vardı. O akıl önderleri, toplum içerisinden ileriyi görebilen, kestirebilenleri daha çok üzerine eğilip, eğitip yetişmesine yardımcı olurlardı ki ileride yaşları belirli düzeye gelince de toplum önüne çıkıp bu budur veya bunun çözümü böyledir diye fikir beyan edebilsin.

O önemli ve değerli görevi ifa edenlerin sonuncularından birisi idi JEBAĞI Qazanoque. Onun zamanından sonra her kes kendince yorumladı xabzeyi. O tarihlerden sonra Adigeler talancı milletlerin saldırılarından, talanlarından kendilerini kurtaramadılar. Savaş mantığı ile yok olma var olma mücadelesi içerisinde xabze düşüncelerinin öne çıkması da artık mümkün görünmedi. Diğer milletlerin egemenlikleri ve kuralları da işin içerisine girince artık Adige xabzesinin onlarla örtüşüp yaşaması imkanı da kalmadı. Darmadağınık hale gelen xabze ile o günlerden sonra pek ilgilenenler de olmadı.

Bu son zamanlarda Adige xabzesi üzerine yazan çizenler oldu. Fakat derli toplu olarak Adige xabzesi hala toparlanmış ortaya konulmuş değildir.

Her ne olur ise olsun bundan daha iyi olurdu, Adige xabzesini yazıyor çiziyor konuşuyor olmak yerine onu yaşıyor olsaydık. Fakat nasıl yaşayacağını bilmeyenler için tamamen rafa kaldırmak yerine yazılı metin olarak elde olması da daha kötü değildir. Bunun anlamı yazılı olan şeyler de kaybolmaz anlamında değildir, onlar yanabilir yırtılabilir. Kaybolmayacak tek şey akılda tutulup yaşanan şeylerdir. Bunun kesinlikle unutulmaması gerekir. Bu yazının hedef olarak aldıkları Adige xabzesinin içerisinden

– İnsanların birbirleriyle olan ilişkileri, karşılaşmaları,
– Toplum içindeki bireysel ilişkiler,
– Adigeliği, insani davranışları taşıma, yaşama biçimleri,
– Birbirlerine saygı göstermeleri, değer vermeleri, yüceltmeleri ile ilgilidir.
– Sanırım bunlar da en önde gelen şeylerdir, insanın insan olarak kalması nedeniyle.
– Bu yazıya dayanak olmuş olan şeyler, Adigelerin eskiden yaşama biçimleri ile ilgili yazılanlar, günümüzde aklıselim yaşlılarımızın dilden dile duyumlarıyla günümüze getirdikleri anlatımlar. O aklıselim yaşlı kadın ve erkeklerimiz olmasa idi biz xabzemizi rafa kaldırmış olacaktık.
– Onların her birisi birer altın parçası idiler.
– Birer altın parçası değil de birer sikke altın gibiydiler.
– Hatta onlar birer altın sandık idiler.
– Onlar aydın aklıselim sahibi olası yaşlı nineler ve dedeler idiler.
– Onların çocuklarına da onlara yakışır nesil olmak diliyorum.
– O zaman millet millet olarak duracak ve yaşayacaktır.
– Bu eklemenin de yapılması uygun düşecektir. Bu yazdıklarımız; bir köyün, bir kabilenin, bir yörenin yaşadığı xabzesi değildir. Bu tüm Adigelerin;
– Kabardeylerin
– Besleneylerin
– Bjedughların
– Abzeghlerin
– K’emırgueylerin
– Shapsughların
– Mamxağların

Değişik ülkelerde yaşayan Adigelerin yazdırdıkları xabzelerdir. Bu tür bir xabze bizde yok veya bu xabze eksik kalmış gibi nedenlerle küsüp darılmaya tartışmaya gerek yoktur. Burada anlatılmayan daha güzel xabzeleriniz var ise lütfen onları unutmayın gelen neslinize çocuklarınıza öğretin milletiniz için onları koruyun. Fakat çoluk çocuğunuza söyleyecekleriniz yok ise onları nasıl eğiteceğinizi bilmiyor iseniz bu yazıdakiler başlangıç olsun bizim beklentimiz de bundan ibarettir.

Erkek erkektir. Bayan ise anadır, bacıdır, eştir. Onlar her zaman ilgi ve değerli kılınmayı gerektirir. Yeni bir hayat dünyaya getirmekten daha iyi ve daha zor ne olabilir? Sadece yeni bir hayat getirmekle de bitmiyor onu eğitmek, büyütmek, insan olarak, Adige insanı olarak, Adige xabzesini yücelterek yaşayacak şekilde, onu süsleyip geliştirecek şekilde. Adige dilini okuyup yazmayı konuşmayı da içerisine alarak. Onsuz Adige xabzesinin ne anlamı olur. Xabze ve dil onlar birer ayrılmaz parça. Onların ayrılması mümkün değil dil bir kenara iter isek o zaman da Adige xabzesinin bir anlamı kalmaz.
– Şo milletin içerisinde eriyip gideceğiz, şu millet içerisinde asimile olacağız diyerek korkularla yaşamanın da anlamı yoktur. Düşünülmesi gereken şey o kaybetmekte olduğunu başka milletlerin xabzesinde bulamayışındır.
– Altın kezzap ile parlatılıyor ise, insanı da
– Adige xabzesi,
– Adigelik dediğimiz insani değerler ile,
– Adige nemıs ve değerleri ile parlatmak gerekir.
– Bu saat itibarı ile bundan güzeli yoktur.
– Bunu dikkatle koruyup gözetelim.
– Xabzemizi ve dilimizi…..

Biziz… Geçmişimizdir… Bu günümüzdür… Geleceğimizdir…

NOT: Bu yazı Adige Xabze adlı kitabın önsözüdür.

MEF’EDZ Seferbiy (Мафlэдз Сэрэбий)
Çeviri: İlhan Aydemir

Kaynakça: www.circassiancenter.com