İMTİHAN (SINANMA) DÜNYASI

Dünya İmtihan ya da Sınanmamız İçin Mi Yaratıldı?

Her insan gibi bizlerde, ‘’Niçin bu dünyadayız, nereden geldik ve nereye gidiyoruz’’ gibi soruları düşünmüşüzdür. Bu sorular gerçekten insanın sorabileceği en derin sorulardır.  Bazen tüm ömrümüzü bu sorulara cevap vermek için harcarız, okuruz, araştırırız. Bazı insanlar bu konulara fazla kafa yormasalar da, bilinçaltlarında daima bu sorular vardır. İnsanların konuşmalarına dikkat ederseniz, genelde bu konularda bilinçaltındaki cevabın, “Ya, imtihan dünyası işte” gibi sözler olduğunu görürüz. Sanki Rab Allah tüm dünyayı ve insanları, sınamak ve bir imtihandan geçirmek için yaratmıştır ve başımıza gelen zorluklarda bunun bir sonucudur.

Kutsal Kitap bu konuda ne diyor?

Peki, biz Hristiyanlar Kutsal Kitap’a baktığımızda, gerçekten bunu mu görüyoruz? Gerçekten böyle olabilir mi? Tanrı gerçekten düz bir mantık ile, “bir dünya yaratayım, içine insanlar yerleştireyim, önlerine bir din koyayım, bu dinin kurallarını yerine getirip sınavda başarılı olanları cennete, başarısız olanları da cehenneme atayım!” demiş olabilir mi?

Hayır, tabi ki Musa’ya yazdırılan Tevrat’ın Yaratılış kitabıyla başlayan ve İsa Mesih’in müjdesiyle son bulan Kutsal Kitap’ta; Tanrı’nın başlangıçtan beri insanlıkla olan hikâyesi, çok daha farklı ve çok daha derin.

İmtihan

Hristiyanlık dünyanın imtihan için yaratıldığını söylemez

Yaratılış

Tevrat’ın Yaratılış bölümünün ilk başlarında, hepimizin yüreğini oynatan bir hikâye yer alır. Tanrı Mezopotamya’da yarattığı ilk insanlar için bir bahçe, Aden Bahçesi, hazırlamıştır. Evet, bu bahçe diken ve çalılardan özgür, içinde Yaşam Ağacı’nı barındıran ve her şeyden daha önemlisi Tanrı’nın bizzat insanlara göründüğü ve paydaşlık ettiği bir bahçedir, cennet bahçesi. Ayrıca bahçenin ortasında Tanrı’nın açıkça yenmesini yasakladığı iyiyi ve kötüyü bilme ağacı vardır. Yenildiği zaman insanlığa ölüm getirecek meyve!

Buraya kadar ki bölümde açıkça görüldüğü gibi, Tanrı’nın yüreğinde; yüceliği için yarattığı, dünyayı; içindeki tüm hayvan ve bitkilerle birlikte emrine amade sunduğu insan ile, sonsuzlara kadar sürecek bir paydaşlık ve bir aile olma isteği var.
Bu bana her zaman büyük mutluluk vermiştir. Tanrı, insanlıkla olan hikâyesini Aden Bahçesi’nde, kendi huzurunda, sonsuzluk planlarıyla başlatmıştır. Bu hikâyeyi ister sembolik olarak ister gerçek olarak alın, Tanrı bizlere olan sevgisinin ve bizler için olan planlarının zenginliğini, derinliğini ve Kendisinin de bu hikâyenin bir parçası olduğunu açıkça göstermektedir.

Evet, Tanrı insanları yaratmıştır, onlara dünyayı vermiştir. Ama onları yine de başıboş bırakmamıştır. Tanrı’nın insanlıkla ebedi planlarının olduğunun en büyük diğer bir kanıtı da, bizzat İsa Mesih’tir. Tanrı dünyayı, taşı toprağı değil; bizleri sevdiği için Biricik Oğlu’nu insanlığa bahşetmiştir (Yuhanna 3:16). İnsanlığın Tanrı ile olan en büyük bağı, bizzat İsa Mesih’tir. İsa Mesih’te karşımıza bir din koyup, bir şeriat getirip, “bunlara uyarsanız kurtulursunuz” dememiştir. Sadece bizim O’na iman etmemizi (Yuhanna 6:29) ve bu şekilde yüreğimizde O’nunla bir sevgi ilişkisine girmemizi istemiştir.

İyiliği ve Kötülüğü Bilme Ağacı

Tabi o zaman şöyle bir soru ortaya çıkıyor, ‘’O zaman neden Tanrı bahçenin ortasına İyiyle ve Kötülüğü Bilme Ağacını koydu ve ‘bundan yerseniz muhakkak ki öleceksiniz!’ dedi” diye sorabilirsiniz. Ancak, Tanrı’nın Adem Ve Havva’yı sadece bilgelik ağacıyla denemek için yarattığını düşünmek, gerçekten çok sığ bir bakış açısı olurdu; ki Tanrı onları hemen öldürmedi. Onlar için kurban kesip onları deriden elbiselerle giydirdi, bahçenin dışında yaşamalarına, çoğalmalarına izin verdi. Kadına, ‘’Senin soyundan gelen, yılanın yani şeytanın başını ezecek’’ dedi. İnsanlık tarihinin nelerden geçeceğinin ve kadının soyu olan, insanlıkla olan bağını Meryem’den alan İsa Mesih’in; Tanrı ile olan ilişkimizin en büyük düşmanı olan şeytanın başını ezeceğinin ön bildirisini vermiş oldu.

İmtihan – Denenmeler

Kutsal Kitap’a baktığımız da Oğul İsa Mesih başta olmak üzere herkesin denenmelerden, sınanmalardan geçirdiğini görüyoruz. Kutsal Kitap’ı bir bütün olarak ele aldığımızda, ruhlar Babası olan Rab Tanrı’nın insanlığı ve özellikle imanlı olan bizleri sınanmalardan, acılardan, zorluklardan geçirerek terbiye ettiğini; yani olgunlaştırdığını, karakterimizi bina ettiğini görüyoruz (İbraniler 12).
Kutsal Kitap Tanrı’nın güvenilir olduğunun altını çizer. Dayanabileceğimizden fazlasını bizlere yüklemeyeceğinin, her zorlukta bir çıkış kapısı açacağının teminatını verir. Öyleyse Tanrı’nın hayatlarımızdaki sınanmalara izin vermesindeki amaçlarını iyi anlamalıyız. Çünkü Tanrı için kutsallaşmanın yolu bundan geçer. Tanrı kendi kutsallığına ortak olalım diye bizi kendi yararımıza terbiye eder (İbraniler 12:11).

‘’Kardeşlerim, çeşitli denemelerle yüz yüze geldiğinizde bunu büyük sevinçle karşılayın. Çünkü bilirsiniz ki, imanınızın sınanması dayanma gücünü yaratır. Dayanma gücü de, hiçbir eksiği olmayan, olgun, yetkin kişiler olmanız için tam bir etkinliğe erişsin.’’ Yakup 1: 2-4