KADER NEDİR? KADERE İNANMAK GEREKİR Mİ?

Kader, Alın Yazısı Nedir?

Kader, alın yazısı, yazgı… Hepimiz bu kelimeleri duyarak büyüdük. Çoğumuz başımıza bir olay geldiğinde istem dışı, “kaderimmiş” deyip geçtik. Peki, gerçekten kader var mıdır? Varsa nedir? Kader her din ve inanışta karşımıza çıkan, ancak hakkında en çok anlam kargaşası yaşanan kavramdır.

Kader ve Kaderin İki Temel Yönü

Birincisi, bilmek yönü, yani, Tanrı’nın tüm olacak olayları önceden bilmesi. Genelde buna pek kimsenin itirazı olmaz. Çünkü Tanrı sonsuz ilme sahip olduğu gibi, ayrıca zamandan üstüdür ve bütün geçmiş ve gelecek O’nun bilgisindedir. Bu konuya Kutsal Kitap’tan bir örnek verecek olursak: Mesih İsa’nın doğumu ve acı çekeceği yüzlerce yıl öncesinden haber verilmiştir. (Yeş.53, Mez. 22). Ayrıca İsa Mesih de ortaya çıktığı andan itibaren bunu açıklamış. Aynı zamanda Onikilerden birinin O’na ihanet edeceğinin ön bildirisini de vermiştir (Ma. 26:24).

kader

Çoğumuz için kader, alın yazısı gibi kavramlar çok bilindiktir.

Kader’in İkinci Temel Yönü: Tanrı

Yani Tanrı olaylara ne kadar müdahale eder? Bizim irademizi çiğner mi? Yukarıdaki örnekten devam edecek olursak, İsa Mesih’e ihanet edeceği önceden bildirilen Yahuda İskariyot Tanrı’ya, “Bu benim kaderimmiş, Sen böyle yazmasaydın olmazdı!” diyebilir mi?

Tabi ki diyemez, çünkü tüm Kutsal Kitap boyunca Tanrı’nın insanı yaptığı tüm işlerden, yüreğinde taşıdığı her kötülükten sorumlu tutacağını ve yargı kürsüsünde hesap vereceğimizin duyurusunu yapmaktadır. Tanrı Adil Yargıçtır ve bizler iradesi olan ve yaptığı hareketlerden dolayı Tanrı’ya hesap verecek olan sorumlu kişileriz. Tabi ki bu bizim tamamen başıboş bırakıldığımız ya da Tanrı’nın bizim için hiçbir planının olmadığı manasına gelmez. İnsan çoğu zaman benliğine yeniktir ve günaha meyillidir. Bu yüzden insanlık tarihi acılarla, savaşlarla, zulümlerle doludur. Ama bu acıların sebebi Tanrı’nın bize vermiş olduğu ve özünde iyi olan aklı, iradeyi ve gücü şeytanın ve benliğimizin isteği doğrultusunda kullanmamızdır. İşte bu yüzden insanlığın Tanrı’nın lütfuna ihtiyacı vardır. Tanrı’nın her birimiz için tek tek esenlik planları olduğu gibi (Yeremya 29:11) insanlık için de en büyük planı olan Biricik Oğlu Mesih İsa’yı, yerinde ve zamanında göndererek; bizleri günahkâr benliğimizden sıyırarak, fedakar sevgisini gösterip bu sevgide yaşayabilmemiz için bize bir kapı açmıştır.

Tanrı zamanı aşan sonsuz bilgisiyle ve bizler için yaptığı planlar doğrultusunda, Biricik Oğul’un nerede, nasıl doğacağını (Mika 5:2, Yeşaya 7:14) peygamberleri aracılığıyla önceden bildirdi. Aynı şekilde Oğul’un İskariyot, Yahudi din adamları ve ileri gelenler tarafından ihanete uğrayacağını; Romalı askerlere teslim edileceğini, haksız yere acı çekip öldürüleceğini de önceden bildirmiştir. (Matta 20:17-18, Markos 8:31)

Kader Deyince Aklımıza İlk Gelen Nedir?

Kader konusu açıldığında aklımıza ilk gelen şeyler, çektiğimiz acılar ve başımıza gelen olaylardır. Bu doğrultuda Kutsal Kitap’ta kader konusunu irdelediğimizde ise Tanrı’nın bizi sürekli olarak yaptığımız işler ve aldığımız kararlar konusunda uyardığını görüyoruz: “Fesat eken dert biçer” (Süleyman’ın Özdeyişleri 22:8a), “İnsanın ahmaklığı yaşamını yıkar, yine de içinden RAB’be öfkelenir.” (Süleyman’ın Özdeyişleri 19:3),  “Budalaların yolu, onların sözünü onaylayanların sonu (kaderi) budur.” (Mezmurlar 49:13), “Her emek kazanç getirir, ama boş lakırdı yoksulluğa götürür.” (Süleyman’ın Özdeyişleri 14:23)

Çoğu zaman Kutsal Yazılar kaderden bahsettiğinde, aslında insanların kendi üzerlerine getirdikleri yargıdan bahseder: “Size defalarca söylediğim gibi, şimdi gözyaşları içinde tekrar söylüyorum: Birçok kişi Mesih’in çarmıhına düşman olarak yaşıyor. Onların sonu (kaderi) yıkımdır…” (Filipililer 3:18-19), “Çünkü bedende yaşarken gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için hepimiz Mesih’in yargı kürsüsü önüne çıkmak zorundayız.” (2. Korintliler 5:10)

Günahı Seçen Biziz

Adem’in ilk günahından bu yana yozlaşma giderek artmıştır ve bu yüzden ölüm bizde egemenlik sürmektedir. Dünya Tanrı’dan kopmuş ve Şeytan’ın ellerine düşmüştür. Bu yüzden dünyada hastalıklar, musibetler, sıkıntılar ve ölüm vardır. Tanrı bunlara izin vermektedir. Çünkü bu seçimi başlangıçta biz yaptık ve ceremesini çekiyoruz. Ancak iyiliğin kendisi olan Tanrı, sonsuz yüceliği ile kötülüklerden bizler için iyilikler çıkarmaya devam etmektedir. Nasıl Yusuf’a yapılan kötülüğü Mısır ve Kenan diyarının kurtulması için iyiliğe çevirdiyse, nasıl Mesih’e yapılan zulmü insanlığın kurtulması için iyiliğe çevirdiyse; aynı şekilde başımıza gelen hastalıklara, afetlere, kendi işleri üzerimizde gözüksün (Yuhanna 9:3); Tanrısal gerçekliğe, ölüm gerçeğine ve tek gerçek tesellinin ve dayanağımızın O olduğu gerçeğine uyanalım diye, Tanrı bunlara izin verir.  C. S. Lewis’in dediği gibi, “Tanrı bize, eğlendiğimizde fısıldar, vicdan azabı çektiğimizde konuşur, ama acılarımızda bağırır. Acı, sağır bir dünyayı uyandırmak için kullandığı megafonudur.”

Tanrı Bize Özgür İrade Vermiştir

Tanrı kutsal ve egemen olandır. Tanrı’yı iyi bir şekilde anlamalı, O’na karşı olan sorumluluklarımızı iyi idrak etmeliyiz. İrademiz olduğunu ve iyiyi ya da kötüyü seçmekte özgür olduğumuzu iyi biliyoruz. Ama özgürlük benliğe sebep olmamalıdır (Galatyalılar 5:13). Tanrı’nın hayatlarımız için amaçları vardır. Tanrı’yı hoşnut edecek iş O’nun gönderdiği Mesih İsa’ya iman etmemizdir (Yuhanna 6:29). Kutsal Kitap bizi iman etmeye çağırır (Yuhanna 20:27, Elçilerin İşleri 16:31, 19:4). İman etmek bir irade işidir. Kendi irademizle Tanrı’nın lütfuna adım atarız. Tanrı bizi şeytanın egemenliğinden alır ve kendi egemenliğine koyar. Tanrı’nın elini hayatlarımızda her zaman hissederiz. Artık kaderimizin ne olduğunu, sonumuzun ne olacağını biliyoruzdur.

Tanrı bizi Oğlu’nun benzerliğinde gün be gün değiştirmekte, hayatımızda denenmelere izin vererek, yüreklerimizde Tanrısal bir karakter bina etmektedir. Mesih, söz verdiği gibi bizlere yer hazırlamaya gitmiştir. Tanrı’nın bizim için olan harika planı budur, bizim için hazırlanan tasarı budur; Mesih’e, Tanrı’ya, göksel evlerimize kavuşmak. Akıl almaz yüceliği ve planları için Tanrı’ya şükürler olsun.