NEDEN HRİSTİYANLIK? HRİSTİYANLIK NEDEN DOĞRUDUR?

Hristiyanlık Nedir?

Bilindiği gibi Hristiyanlık, kendisinden önceki vahiy edilen ve halk arasında Tevrat ve Zebur olarak bilinen Eski Antlaşma’yı Tanrı Sözü olarak kabul etmektedir (Zaten Hristiyanlık inancı Yahudi inancının devamı ve tamamlayıcısı niteliğindedir).

Tevrat’a baktığımızda da insanlık tarihinin öyküsü Adem ve Havva ile başlamıştır. Adem ile Havva, Tanrı tarafından yaratılmışlardır ve Tanrı ile harika bir, “ilişkileri” vardır. Aynı zamanda Aden bahçesinde Tanrı ile birliktedirler. Fakat Şeytan onların yanına gelip onları ayartmıştır. Ama aynı zamanda onlar da kendi iradeleri ile Tanrı’nın, yeme, dediği ağaçtan yedikleri için günaha düşmüş ve Tanrı’ya isyan etmiştirler. Tanrı, Adem’i başta uyarmış ve eğer bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yerse öleceklerini söylemiştir. [1] Ölümün, insanoğlunun yaşamına ilk atası aracılığıyla girmesiyle, insanoğlu ölüme mahkum olmuş ve Tanrı ile sahip olduğu o harika ilişki bozulmuştur. Adem ve Havva’nın bu itaatsizliği nedeniyle toprak lanetlenmiş ve acı yeryüzünde var olmaya başlamıştır.

Neden Hristiyanlık

Neden Hristiyanlık doğru bir inançtır?

Peki O Zaman Kurtuluş Nasıl Olacak?

İşte Tanrı bu noktada şunları söyler:

Bunun üzerine RAB Tanrı yılana,
“Bu yaptığından ötürü
Bütün evcil ve yabanıl hayvanların
En lanetlisi sen olacaksın” dedi,
“Karnının üzerinde sürünecek,
Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.
Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu
Birbirinize düşman edeceğim.
Onun soyu senin başını ezecek,
Sen onun topuğuna saldıracaksın.” [2]

Tanrı, ilk günahtan sonra bir vaatte bulunmuştur ve kadının soyundan gelecek olan kişiden bahsetmiştir. Bunun anlamı şuydu: “İnsan günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı. [3] Adem ve onun soyu da günah işlemişti. Bu yüzden günahlı insanı kurtaracak birine ihtiyaç vardı. Bu mesaj ilk anda çok açık olmamakla birlikte, zamanla Tanrı peygamberler aracılığıyla amacını ve tasarısını insanlığa açıklamıştır.

İlkin, Kutsal Kitap’ta Tevrat’ın ilk kitabına baktığımızda, Adem ile başlayan soyun giderek daraldığını görmekteyiz. Adem tüm insanlığın atası olarak karşımıza çıkar. Sonrasında soy ağacı daralır ve karşımıza Hz. Nuh çıkar. Devamında ise Hz. İbrahim ile karşılaşırız. Tanrı kendi sözlerine itaat eden ve kendisine güvenen kulu İbrahim’e şunları söyler:

“RAB diyor ki, kendi üzerime ant içiyorum. Bunu yaptığın için, biricik oğlunu esirgemediğin için seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu göklerin yıldızları, kıyıların kumu kadar çoğaltacağım. Soyun düşmanlarının kentlerini mülk edinecek. Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak. Çünkü sözümü dinledin.” [4]

Tanrı ve Kurtuluş

Tanrı, İshak’ı bile esirgemeyip kendisine itaat eden Hz. İbrahim’i bereketlemiş ve onun aracılığıyla yeryüzündeki tüm ulusların bereketleneceğini söylemiştir. Tanrı, kadının soyundan gelecek olan kişinin soy ağacını daraltmış, onun İbrahim ve İshak’ın soyundan olacağını belirtmiştir. Hz. İbrahim’in soyundan gelecek olan kişi, tüm ulusların kutsanmasına aracılık edecektir. Bu Tanrı’nın kurtuluş tasarısıdır.

Hz. İbrahim’den sonra İshak’ın soyu, aynı Tanrı’nın İbrahim’e dediği gibi Mısır’da köle durumuna düşmüş ve dört yüzyıl kölelik yapmıştır. [5] Mısır’daki kölelik döneminde RAB Tanrı İsrail’den ( İbrahim’in Oğlu İshak’ın Oğlu İsrail’in soyu) Musa’yı seçmiş ve halkını özgürlüğüne kavuşturması için çağırmıştır. Musa, Rab’binden aldığı buyrukla İsrail halkını Mısır’dan çıkarmıştır. Ama Mısır’dan çıkmadan önce Tanrı çok önemli bir işaret vermiştir. Tanrı, İsrail’e kusursuz bir kuzu kesmeleri ve kanını kapı sövelerine sürmeleri gerektiğini söyler. Böylece o gece ölüm meleği geldiğinde, kapı sövelerinde kan gördüğü evleri atlayacaktır.

Tanrı, halkını Mısır’dan böyle çıkarmıştır. Halkı Mısır’dan çıktıktan sonra Tanrı, Musa aracılığıyla Antlaşmasını ve kurallarını halkına açıklar. Bu Yasa’ya göre Kurban kanı olmaksızın Tanrı’ya yaklaşılamaz ve günahlar bağışlanamaz. Eğer Tevrat’ı okursanız, belli başlı uygulamalar göreceksiniz. Kurban sistemini ve düzenini, ayrıca günahları bağışlatma gününe dair kuralları da göreceksiniz. [6] Buradaki ikinci önemli nokta, Tanrı’nın günahların bağışlanmasına ilişkin göstermiş olduğu yoldur.

Tanrı’nın Gösterdiği İşaretler

Tanrı, İsrail halkına Musa’dan sonra da peygamberler göndermiştir. Özellikle Davut Peygamber çok önemli bir yerdedir. Önceden bahsettiğimiz soy ağacının, Hz. Davut’un soyuna indirgendiğini Kutsal Kitap’ta görüyoruz. Tanrı ona vaatte bulunarak gelecek olan Mesih’in, Davut soyundan geleceğini bildirmiştir:

Sen ölüp atalarına kavuşunca, senden sonra soyundan birini ortaya çıkarıp krallığını pekiştireceğim. Adıma bir tapınak kuracak olan odur. Ben de onun krallığının tahtını sonsuza dek sürdüreceğim. Ben ona baba olacağım, o da bana oğul olacak… Soyun ve krallığın sonsuza dek önümde duracak; tahtın sonsuza dek sürecektir.” (2. Samuel 7:12-14,16)

Bu peygamberler, Tanrı’nın o gün için mesajını bildirirken, geleceğe dair, gelecek olan bir kişiden haber verirler. Bu kişi, en başta gördüğümüz kadının soyundan gelecek olan kişidir. Tanrı, bu kişinin kim olduğunu söylemiş; ayrıca nerede, ne zaman, neden doğacağına dair bilgileri de peygamberler aracılığıyla vermiştir. Yani kısacası peygamberler bu kişiden bahsetmişler ve O’nun kimliğine vurgu yapmışlardır. Örneğin, Daniel Peygamber onun hangi dönemde doğacağını bildirir. [7]

Yeşaya Peygamber O’nun kim olduğunu ve bakireden doğacağını tekrarlarken, aynı zamanda halkı tarafından hor görüleceğini ve kefareti ödemek için öleceğini de bildirir. Davut Peygamber, O’nun nasıl öldürüleceğini çok net bir şekilde bildirmiştir. Mika peygamber O’nun nerede doğacağını aktarır. [8]

Bunun gibi daha birçok peygamber, bu gelecek olan kişiye dair peygamberlikte (ya da bilindik ismiyle kehanette) bulunmuştur. Malaki peygamber RAB Tanrı’nın günü ile ilgili vahiyi aldıktan sonra uzun bir müddet hiçbir peygamber ortaya çıkmaz. İşte Tanrı, harika planını Malaki Peygamber’den 400 yıl sonra uygulamaya koyar. Bakire Meryem’e gelen Cebrail Meryem’in Kutsal Ruh’tan gebe kalacağını söyler. İşte kadının soyundan ve bakireden doğacağı beklenen kişi, artık yeryüzüne ayak basmak üzeredir.

İsa Mesih

İsa Mesih’in çarmıhtaki ölümünden 3 gün sonra zaferli dirilişi

Mesih Geliyor

Meryem Ana, Kutsal Ruh’tan hiçbir erkek eli değmeden hamile kalır. Kutsal Yazılar’da söylenen her peygamberlik yerine gelmeye başlamaktadır. Mesih İsa, Beytlehem’de doğar, Çobanlar ve Yıldız bilimciler O’nu ziyarete gelirler. Çünkü onlara kurtarıcı Kral’ın Beytlehem’de doğduğu bildirilmiştir. Hirodes bebeklerin ölmesine dair bir emir verir. Bu yüzden Meryem ve Yusuf, oğulları İsa ile birlikte Mısır’a kaçar, ancak tehlike geçtiğinde memleketlerine geri dönerler.

İsa otuz yaşlarındayken vaftiz olarak hizmetine başlar. Şu mesajı verir: ”Tanrı’nın Egemenliği yaklaştı tövbe edin ve Bana İMAN edin!” Kendisinin beklenen kişi olduğunu ve dünyayı günahlarından kurtaracak olan kurbanlık kuzu olduğu bildirilir.[9] Bu mesajını ilan ederken, sadece ve sadece Tanrı’nın yapacağı şeyleri yapmaya başlar. Ölüleri diriltir, “Günahları bağışlar”, kendisini Tanrı’nın adıyla açıklar, kendisinin Mesih olduğunu ve kendisinde yaşam olduğunu söyler… Aslında Yeşaya Peygamber’in Mesih ile ilgili peygamberliği, Mesih’in kim olduğunu açıkça göstermektedir:

Çünkü bize bir çocuk doğacak,
Bize bir oğul verilecek.
Yönetim onun omuzlarında olacak.
Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı,
Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak.  (Yeşaya 9:6)

Peygamberliğin Gerçekleşmesi

İsa Mesih, sürekli insanoğlu olarak kendisinin çok acı çekeceğini, ileri gelenler, baş kahinler ve din bilginlerince reddedileceğini, öldürüleceğini ve üç gün sonra dirileceğini bildirir. Üç gün üç gece yerin bağrında kalacağından bahseder. [10] Son Fısıh yemeğinde öğrencilerine, bugün bizlerin de Rab’bin ölümünü anmak için yerine getirdiğimiz şu sözleri söyler:

Yemek sırasında İsa eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve öğrencilerine verdi. “Alın, yiyin” dedi, “Bu benim bedenimdir.” Sonra bir kase alıp şükretti ve bunu öğrencilerine vererek, “Hepiniz bundan için” dedi. “Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır. [11]

Tanrı’nın peygamberleri aracılığıyla ilettiği sözler ve İsa’nın da onaylayıp yeniden söylediği sözler gerçekleşmiştir. Mesih İsa Yahudi din bilginleri ve din adamları tarafından dışlanmış ve Roma tarafından çarmıha gerilmiştir. Ama bu hikâyenin sonu olmamıştır. Yine Peygamberlerin ve İsa’nın söyledikleri gerçekleşmiş ve İsa Mesih üçüncü gün olan pazar günü ölümden dirilmiştir. Mezar boştur! Kendisini Tanrı’ya eş kılmış olan bu adam, sözde Tanrı’ya küfrettiği gerekçesiyle çarmıha gerilmiş, ama Tanrı O’nun sözlerini onaylamış ve O’nu ölümden diriltmiştir.

Peki, İsa Mesih’in söyledikleri nelerdi?

İsa, “Yol, gerçek ve Yaşam Ben’im, Benim aracılığım olmadan kimse Baba Tanrı’ya gidemez, ulaşamaz” der. “Bana iman eden ölse de yaşayacaktır. Ben’im yaptıklarıma – günahın bedeli olarak öldüğüme- iman eden kurtulacaktır” der. Mesaj çok açıktır: Her kim İsa Mesih’in Rab ve Kurtarıcısı olduğunu kabul ederse, kurtulacaktır.

İsa Mesih çarmıhta, ”Tamamlandı” dediğinde, insanoğlunun kendi başına hiçbir zaman yerine getiremeyeceği Kutsal Yasa’yı ve Yasa’nın yükümlülüklerini yerine getirmiş ve tamamlamıştır. Tanrı’nın başlangıçta tasarladığı kurtuluş tasarısı yerine gelmiştir. Öyle ki kendisine iman edenler, kendi doğruluklarına değil, ama Mesih’in doğruluğuna sahip olsun. Çünkü Tek bir doğru kişi vardır. O da İsa Mesih’tir. İsa Mesih kendisiyle beraber her şeyi tamamlandığını söyler. Kurtuluş için tek koşul vardır. O da imandır! Tanrı’ya, gönderdiği Oğlu’na ve Oğlu’nun kefaret eylemine iman etmektir.

İşte bir Hristiyan, yani İsa’yı Rab ve Kurtarıcısı olarak kabul etmiş kişi, artık günah tarafından ölüme mahkûm edilmiş bir tutsak değil, ama Tanrı tarafından esaretinin bedeli ödenmiş özgür bir kişi olmuştur. [12] Adem’in itaatsizlik ile bozduğu ilişki, İsa Mesih’in tamamen mükemmel bir şekilde itaatiyle yeniden onarılmıştır. Eğer birisi İsa’ya iman ederse, Tanrı ile bozuk olan ilişkisi tekrar inşa edilir ve Tanrının gözünde doğru biri sayılır. [13]

Neden Hristiyanlık?

O zaman şunları sormam gerekiyor: Yasa’nın yükümlülüklerinden, İsa’nın mükemmel eylemleri ile özgür kılınmış birisi, neden tekrar Şeriatın ve Yasa’nın yükümlülüğü altına girsin?

Neden Tanrı’nın ona vaat ettiği sonsuz yaşamı kabul etmek yerine, kendi gücüne ve sevaplarına güvenerek kurtuluşunu kaybetsin?

İsa gerçekten Tanrı’nın Oğlu ve Tanrı ise, neden O’na sıradan bir peygamber muamelesi yapılsın?

Kısacası, Tanrı başlangıçta söylediklerini, İsa Mesih’te yerine getirmiştir. İsa’nın beklenen Mesih olduğu, İsa tarafından açıkça kanıtlanmıştır. Ayrıca İsa kendisi ile ilgili çok çarpıcı ve derin açıklamalarda bulunmuştur. Kutsal Yazılar ve İsa Mesih, günahın bir bedelinin olduğunu ve Tanrı’nın bu bedelin ödenmesi için Kurtarıcı Mesih’i gönderdiğini söyler. Ayrıca bu Mesih’in, Tanrı’nın Oğlu ve Tanrı olduğu bildirilmiştir.

İnsanın kurtuluşu sadece ve sadece, İsa Mesih’e Rab ve Kurtarıcı olarak iman etmesine bağlıdır. Yukarıda saydığım gereklilikleri reddeden ve İsa’nın sadece bir peygamber olduğunu, Allah’ın sözlerinin değiştirildiğini ve kurtuluşun Tanrı’nın sağlayışı yerine başka şeylerle elde edileceğini söyleyen bir inanç yerine, Hristiyanlığı seçtim. Aslında tüm bunların ötesinde, Hristiyanlık inancının bir yaşam tarzı olduğu ve insanın en derin problemine çözüm olduğu ve aynı zamanda dünya görüşleri içerisinde en tutarlı ve uygulanabilir inanç olduğu için Tanrı’nın sağladığı bu kurtuluşu kabul ettim.

________________________________________
[1] Yaratılış 2:17
[2] Yaratılış 3:14-15
[3] Romalılar 3:23
[4] Yaratılış 22:16-18
[5] Yaratılış 15:13-14
[6] Levililer 16, Levililer 20 …
[7] Danel 9:23-27
[8] Yeşaya 9:6; 11:1-2; 42:1-9; 53:1-12; Mezmur 22; Mika 5:2;
[9] Yuhanna 1:29-30
[10] Markos 8:31; 9:12; Luka 9:22; Yuhanna 2:18-22
[11] Matta 26:26-28
[12] Yuhanna 8:32,36; İbraniler 2:15
[13] Romalılar 3:21-26; 5:1; 18-19; Koloseliler 1:20-22

Kaynakça: www.kutsalkitap.org