TANRI’NIN ADI NEDİR

Tanrı’nın Adı Bir Tane Midir?

Tanrı’nın adı nedir diye düşündüğümüzde aslında birçok kelime geliyor aklımıza. Nedense Tanrı’nın tek bir adının olabileceğini düşünmüyoruz. Yahudi ve Hristiyanlar Tanrı için birçok ad kullanmışlarıdr: Elohim, El Shadai, Adonai gibi. Peki bu kelimeler aslında Tanrı’nın adı mıdır? Yoksa insanların Tanrı’ya atfettikleri isimler midir?

Tanrı’nın Adı: YHVH veya YEHOVA

YHVH (יהוה) (ya•’ve) İncil’de Tanrı’nın birincil İbranice adıdır. Yahudiler normalde bu ismi, sözlü olarak ifade edilemeyecek kadar kutsal buldukları için telaffuz etmezler. Bunun yerine, ne zaman bu telaffuz edilemeyen ünsüz dizisiyle (YHVH) karşılaşsalar, Adonai adını söylerler. Ortodoks Yahudiler, “Kutsal Olan”, “Ad” veya kusurlu yazı “Gd” gibi dolambaçlı ifadeleri tercih ederek, ilahi ismi anmaktan ve hatta yazmaktan şiddetle kaçınırlar.

Kutsal Kitap’ta Yahweh, genellikle İbranice “Adonai”nin kabaca eşdeğeri olan “RAB” olarak çevrilir. İbranice İncil, bu okumayı, gerçek ünlüleri kullanmak yerine, YHVH ünsüzlerinin üzerine Adonai kelimesinden gelen sesli harfi ekleyerek belirtir. Bu işaretin (יְהוָֹה) harfi harfine okunmasına dayanarak, birçok modern Hristiyan, Tanrı’nın adını Yehova olarak okur.

Bu okuma tarzı aslında İbranice gramerine uymamaktadır ve sadece Hristiyanlar tarafından kullanılır. Yahudiler için bu kelime “YaHVeH” şeklindedir ancak bu kelimeyi kesinlikle söylemezler. Bunun nedenini aşağıdaki ayette görebiliriz:

“Tanrın RAB’bin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü RAB, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır. (Çıkış 20:7, Levililer 19:12)

Elohim, İbranice Kutsal Kitap’ta “Tanrı” olarak tercüme edilen Tanrı için genel bir terimdir. Ayrıca Adonai, HaShem, El Shaddai gibi isimler de kullanırlar. Müslümanlar, Tanrı’yı “Elohim” ile aynı etimolojik kökten gelen “Allah” olarak adlandırırlar.

Tanrı'nın Adı

Tanrı yanan çalı içerisinden Musa’ya seslenir ve kendini tanıtır.

Tanrı’nın Adı, Kaynağı ve Anlamı Nedir?

Peki Tanrı’nın ismi olan YHVH kelimesi ne anlama gelir? Bunun için bu kelimenin ilk ortaya çıktığı olaya bakmamız gerekiyor:

Bu kelime ilk kez Kutsal Kitap’ta Mısır’dan Çıkış bölümünde ortaya çıkar. Özetle olaylar şu şekilde gelişir:

Mısır’dan Çıkış bölümü, Yusuf, kardeşleri ve bir zamanlar hizmet ettiği Firavun öldükten dört yüz yıldan fazla bir süre sonra başlar. Mısır’daki firavun İsraillileri (Yakup’un soyundan gelen ve büyük ölçüde artan torunları tarafından tehdit edildiğini hisseden) boyun eğdirmek, onları köleliğe zorlamak ve sonunda tüm İbrani erkek çocukların Nil Nehri’nde doğduklarında öldürülmeleri gerektiğine karar verir. İbrani kadınlar bu yeni yasaya direnir ve bir kadın, yeni doğan oğlunu papirüs sepetinde nehirde yüzdürerek kurtarmayı seçer. Neyse ki, Firavun ‘un kızı terk edilmiş çocuğu keşfeder ve emzirildikten sonra onu Musa adını vererek yetiştirir.

Musa, İbrani köklerinin farkındadır ve bir gün İsrailli bir işçiyi döven bir Mısırlıyı öldürür. Musa korku içinde Sina yakınlarındaki bir kasaba olan Midyan’a kaçar ve burada Yitro adında bir rahiple tanışır ve adamın kızıyla evlenerek çoban olarak yeni bir hayata başlar. Ancak Tanrı, İsraillilerin çektiği acılardan endişe duyar ve Musa’ya yanan bir çalı şeklinde görünür. Tanrı Musa ile konuşur ve ona İsrailoğullarını Kenan’a, yani “süt ve bal akan bir diyara” (3:8) götürme ve bu görevi yerine getirmek için Musa’yı Mısır’a geri gönderme planını bildirir. Musa çekingendir ve konuşma ve yetenek eksikliğini öne sürerek direnir ve gitmeyi reddeder. Tanrı öfkelenir ama Musa’yı cesaretlendirir, ona mucizeler yapması için bir değnek verir ve Musa’ya kardeşi Harun’u yardım olarak yanına almasını söyler.

Tanrı’nın Kendini Musa’ya Tanıtması

Tanrı’nın Musa’ya kendini tanıtması tam olarak aşağıdaki gibi olmuştur:

Musa şöyle karşılık verdi: “İsrailliler’e gidip, ‘Beni size atalarınızın Tanrısı gönderdi’ dersem, ‘Adı nedir?’ diye sorabilirler. O zaman ne diyeyim?”

Tanrı, “Ben Ben’im” dedi, “İsrailliler’e de ki, ‘Beni size Ben Ben’im diyen gönderdi.’

“İsrailliler’e de ki, ‘Beni size atalarınızın Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı ve Yakup’un Tanrısı Yahve gönderdi.’ Sonsuza dek adım bu olacak. Kuşaklar boyunca böyle anılacağım. Git, İsrail ileri gelenlerini topla, onlara şöyle de: ‘Atalarınız İbrahim’in, İshak’ın, Yakup’un Tanrısı Yahve bana görünerek şunları söyledi: Sizinle ve Mısır’da size yapılanlarla yakından ilgileniyorum. Söz verdim, sizi Mısır’da çektiğiniz sıkıntıdan kurtaracağım; Kenan, Hitit, Amor, Periz, Hiv ve Yevus topraklarına, süt ve bal akan ülkeye götüreceğim.’ (Mısır’dan Çıkış 3:13 – 17)

Yehova’nın Anlamı Nedir?

Tanrı’nın adının sembolik veya manevi anlamı, çeşitli dini geleneklerde tartışma konusudur. Bunlardan birinde Yahveh, İbranice הוה fiiliyle (ha•vah, “olmak, olmak”) ilişkilidir ve “O olmasına neden olacaktır” anlamına gelir. Örneğin Arapça’da Yahyâ “yaşayan” anlamına gelir.

İlgili bir Yahudi geleneği, adın aynı kökü paylaşan üç farklı fiil biçiminden geldiğini düşünür – YVH. Üç kelime şunlardır: HYH (היה , haya, O vardı”); HVH (הוה, hovê, “O”); ve YHYH (יהיה, yihiyê, “O olacak”). “Ben vardım, varım ve var olacağım”. Bunun Tanrı’nın var olduğunu gösterdiğine inanılır. Bu formül aynı zamanda Hıristiyanlar tarafından Tanrı’nın Üçlü Birlik olarak varoluşunun temelini göstermek için de kullanılmıştır.

Başka bir yorum, ismin “Olan Ben’im” anlamına geldiğidir. Bu, Tanrı’nın Musa’ya İsrail’in oğullarına “Beni size Ben Ben’im (אהיה) diyen gönderdi” (Çıkış 3:13-14) demesini emrettiği geleneksel anlatımda görülebilir.

Diğer bilginler, en uygun anlamın, İbranice “olmak” kökünden (Hiphil) yola çıkarak, “Var olanı var eden” veya “Var olana neden olan” olabileceğine inanırlar. Genellikle “Orduların Efendisi” olarak tercüme edilen eski lakap Yahveh tseva’ot, bu nedenle başlangıçta “Göklerin ordularını yaratan” anlamına gelir. Bu yorum, Yaratıcı olarak Yahveh’nin teolojik kavramını ortaya çıkarır.

Yehova’nın Yansıttığı Karakteristik Özellik

Olgun biçiminde, Yahveh kavramı, Tanrı’yı, bir babanın çocuğuna ya da bir kocanın karısına yaptığı gibi insanlığa yoğun bir şekilde özen gösteren kişisel bir varlık olan evrenin mutlak, ebedi, değişmez Yaratıcısı olarak temsil eder. Merhamet, hikmet, doğruluk, şefkat, adalet, şefkat, sabır ve güzellik O’nun ilahî sıfatlarındandır. Ancak aynı zamanda kıskanç bir tanrıdır. Yavaş öfkelenmesine rağmen, sonunda tövbelerini ve uzlaşmalarını sağlamak için tüm İsrail halkı da dahil olmak üzere kendisine ihanet edenleri sert bir şekilde cezalandıracaktır. Bu teolojinin klasik ifadesi Mısır’dan Çıkış 34’te, Musa’nın On Emri ikinci kez almak için Sina Dağı’na çıkmasından hemen sonra Tanrı’nın Musa’ya göründüğü sahnede bulunur:

Musa öncekiler gibi iki taş levha kesti. RAB’bin buyurduğu gibi sabah erkenden kalktı, taş levhaları yanına alarak Sina Dağı’na çıktı. 5RAB bulutun içinde oraya inip onunla birlikte durdu ve adını RAB olarak duyurdu. Musa’nın önünden geçerek, “Ben RAB’bim” dedi, “RAB, acıyan, lütfeden, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin ve sadık Tanrı. Binlercesine sevgi gösterir, suçlarını, isyanlarını, günahlarını bağışlarım. Hiçbir suçu cezasız bırakmam. Babaların işlediği suçun hesabını oğullarından, torunlarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.” (Mısır’dan Çıkış 34: 4-7)

ikinci

Mesih yaşayanları ve ölüleri yargılamak için tekrar gelecektir

Yehova’dan Alfa ve Omega’ya Tanrı

Kutsal Kitap’ın son bölümü olan Vahiy’e gelince dirilmiş olan İsa Mesih’in kendini gerek mektubun başında gerekse sonunda YHVH benzer bir şekilde tanıttığını görüyoruz:

Var olan, var olmuş ve gelecek olan, Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, “Alfa ve Omega Ben’im” diyor. (Vahiy 1:8)

“İşte tez geliyorum! Vereceğim ödüller yanımdadır. Herkese yaptığının karşılığını vereceğim. Alfa ve Omega, birinci ve sonuncu, başlangıç ve son Ben’im.

“Kaftanlarını yıkayan, böylelikle yaşam ağacından yemeye hak kazanarak kapılardan geçip kente girenlere ne mutlu! Köpekler, büyücüler, fuhuş yapanlar, adam öldürenler, putperestler, yalanı sevip hile yapanların hepsi dışarıda kalacaklar.

“Ben İsa, kiliselerle ilgili bu tanıklığı sizlere iletsin diye meleğimi gönderdim. Davut’un kökü ve soyu Ben’im, parlak sabah yıldızı Ben’im.”

Ruh ve Gelin, “Gel!” diyorlar. İşiten, “Gel!” desin. Susayan gelsin. Dileyen, yaşam suyundan karşılıksız alsın.

Bu kitaptaki peygamberlik sözlerini duyan herkesi uyarıyorum! Her kim bu sözlere bir şey katarsa, Tanrı da bu kitapta yazılı belaları ona katacaktır. Her kim bu peygamberlik kitabının sözlerinden bir şey çıkarırsa, Tanrı da bu kitapta yazılı yaşam ağacından ve kutsal kentten ona düşen payı çıkaracaktır.

Bunlara tanıklık eden, “Evet, tez geliyorum!” diyor. Amin! Gel, ya Rab İsa!

Rab İsa’nın lütfu kutsallarla birlikte olsun! Amin. (Vahiy 22:12-21)